Odanda Tek Başına
Biz seninle hep bayağılıktan kaçtık... Sıradan, basit, gündelik olandan. Küçük mutlulukları, hayatın içindeki o kanaatkar doyumları değil, hep trajediyi aradık.
Biz seninle hep bayağılıktan kaçtık... Sıradan, basit, gündelik olandan. Küçük mutlulukları, hayatın içindeki o kanaatkar doyumları değil, hep trajediyi aradık.
Dur bir saniye, kafam dağılmadan anlatıp bitireyim şunu. Yok yok, yaşlanmakla falan ilgisi yok. Yıllar önce, çocuklar daha emeklerken, Salwa da aynı şeyi söylemişti bana; şekli şemali bozulan tüm kadınlar gibi o da acı içindeydi: “Cümleni bitirmiyorsun. Bir şey söylemeye başlıyorsun, sonra yarım bırakıyorsun.” Haklıydı tabii, onu boşamamış olsaydım bugün de, ne dese haklı olurdu...
Bir adam ve bir kadın, yan sokaktaki küçük bir otelden bulvara doğruyürüdüler.
Oh, dedi Şükriye Hanım, ohh, kızım geliyor. Oh Allah’ım, hiç aklımda yoktu, taa yaz ortasını bulur artık, başka gelemez diyordum, oh ne iyi oldu, bayram seyranlar da bitti artık peşpeşe, taş çatlasa mektebi koyup gelemez diyordum, geliyor işte, hey güzel Allah’ım, ne diye kapatıyorlar mektepleri böyle durup dururken, oh iyi oldu, çok şükür oh, kızım geliyor.
YÜREKTEKİ KUŞ-TÜRK EDEBİYATI VAKFI 2000 YILI ÖMER SEYFEDDİN HİKÂYE YARIŞMASI ÖDÜLÜ-