Makaleler Makale ve Araştırmalar Araştırmalar Dünyada ve Türkiye’de Toplumcu Sanat Eğilimleri-5
Makale Başlığı: Dünyada ve Türkiye’de Toplumcu Sanat Eğilimleri-5

Dünyada ve Türkiye’de Toplumcu Sanat Eğilimleri-5

Yazar: Zafer Kalfa • Eklenme Tarihi: 13.08.2006 • Görüntüleme: 3.546

Özet:
Almanya’da sanat ve politika ilişkisi biraz daha farklı ve tutucu yürüyordu.Elbette bu tutuculukta pay sahibi olan sanatçılar değil devlet yetkilileri ve Naziler idi.

Kelimeler:

*Almanya,Naziler ve Sanat

Almanya’da sanat ve politika ilişkisi biraz daha farklı ve tutucu yürüyordu.Elbette bu tutuculukta pay sahibi olan sanatçılar değil devlet yetkilileri ve Naziler idi.1927 yılında kurulan Alman Kültürü Nasyonal Sosyalist Derneği,sanatta ırk kavramını ortaya atmış, sonradan benzer amaçla sanat yapan diğer dernekleri de arasına katarak Alman Kültürü Derneği’ni kurmuştur.1930’da ilk toplantı gerçekleştirildi ve dernek tarafından şöyle bir metin yayınlandı:Tiyatroda,edebiyatta, figüratif sanatlarda ve bize yabancı olan mimaride beliren ve ulusa zararlı olan bütün etkilere karşı direnmeğe çağırıyoruz.

Elbette ulusa ve milli değerlere zararlı olabilecek sanat hareketlerine karşı yine sanat yolu ile direnilebilir ve bu türden tavırlara eleştiri yapılabilirdi.Ama Naziler,bu eleştirinin boyutlarını çok abarttılar.Onlar,bu direnişlerini ‘ırksal açıdan soysuzlaşmış’ sanata karşı yürüttüklerini söylediler.1933’de içinde Van Gogh,Gauguin,Picasso,Matisse’ ten örnekler ve Kirchner,Paul Klee,Otto Dix,Grosz gibi en iyi Alman sanatçılarının resimleri bulunan bir sergi açıldı.İlginç olan bu sergiye halk, ‘utanç belgeleri’ni yargılamak için çağırıldı.Açılışta Hitler de çağdaş sanatın bu en iyi örnekleri yerden yere vuran,aşağılayıcı bir konuşma yaptı.

Kısa süre sonra ‘soysuzlaşmış’ yapıtlara el konulmasına ilişkin bir yasa kabul edildi ve Berlin itfaiye kışlasının bahçesinde 1004 yağlı boya ile 3925 sulu boya ve desen yakıldı.Nazi iktidarı,bununla da yetinmedi...çalışmalarına özgürce devam edemesinler diye,kuşkulu sayılan sanatçıların atölyelerine baskınlar düzenlendi ve bu sanatçılardan bazılarını tutukladı.Hitler ise Nazi sanatını tanımlarken “sanat,bağnazlığa kadar varan bir görevdir”diyordu.

*

Bu devrimci ya da siyasal sanat girişimleri Küba ve Çin’de de gerçekleşmiştir.Görülüyor ki Meksika dışındaki birçok ülkede sanatın demokratikleşme ve özgürleşme hareketleri,sonradan diktatörce ve ilkel yöntemler elinde ezilmiş ve amaçlarından sapmıştır.Bir çok ülke,devrimin gerçekleşmesi karşısındaki heyecanlarının bir paranoyaya dönüşmesi sonucu yenilikçi ve modern tavırlara korkuya kapılarak bakmış ve onlara saldırmaya başlamıştır. Yani bu tip ülkelerde devrim,sadece işçi ve köylülerin gündelik yaşamında etkili olmuş sanat ise bundan nasibini alamamıştır.

Kaldı ki;sanatın yalnızca bir araç olarak,kuru kuruya kullanılması ilerleyen süreçlerde olumsuz etkisini göstermiş ve proleter sınıfın kültürel anlamda çöküşü,siyasal anlamda da çöküşleri beraberinde getirmiştir.