Etik-Ahlak
Yazar: Tamer Öncül • Eklenme Tarihi: 26.08.2006 • Görüntüleme: 10.701
Özet:
İçinde yaşadığımız günlerde (hatta yıllarda) en çok tartışılması; gündemde olması gereken bu kavramlar, ne yazık ki hep es geçilmektedir... Tam da bugünlerde bu kavramları anımsamakta; kapsamlarını, içeriklerini hatırlamakta büyük yarar var diye düşünüyorum... Bu nedenle biraz didaktik de olsa, bu kavramları deşmeye çalışacağım.
Kelimeler:
etik, ahlak, sanat,
ETİK –AHLAK
Durup dururken, bu “etik” de nereden çıktı? Sorularını duyar gibiyim...
Kimseye buradan ahlak dersi vermeye çalışacak değilim...
İçinde yaşadığımız günlerde (hatta yıllarda) en çok tartışılması; gündemde olması gereken bu kavramlar, ne yazık ki hep es geçilmektedir... Tam da bugünlerde bu kavramları anımsamakta; kapsamlarını, içeriklerini hatırlamakta büyük yarar var diye düşünüyorum... Bu nedenle biraz didaktik de olsa, bu kavramları deşmeye çalışacağım.
Yaşamın her alanında insanların beklentileri, istekleri farklılık gösterir; hatta çelişir... Etik, çelişen beklentileri/istekleri ve bu çelişkiden doğabilecek çatışmaları çözümlemeye çalışan yaşam ilke ve değerlerini oluşturur. Elbette ki bu ilke ve değerler, bireylerin beklentileri ve isteklerine göre değil; evrensel düzlemde kabul gören kavramlara dayanarak geliştirilir.
Diğer bir deyişle etik, iyi ile kötüyü ayıran ve değer yargılarını tartışan felsefe dalıdır. Neyin isteneceği ya da istenmeyeceğini; neye sahip olunup olunamayacağını belirler...
Gündelik dilde “etik” ve “ahlak” sözcükleri genellikle ayni anlamda kullanılır... Oysa ahlak, toplumların alışkanlıkları, gelenekleri, töreleri ve kamuoyunun yönlendirmeleriyle kendiliğinden şekillenmiş değerler toplamıdır. Kültürel değerler ve ideallerle ilgili doğru ve yanlışı gösterir... Göreceli bir kavram olan ahlak, etiğin aksine toplumsal düzeydedir... Hatta aynı toplum içinde farklı grupların farklı ahlak anlayışları da olabilir... Yine etikten farklı olarak değişkendir... Eskiden tabu ilan edilmiş; yasaklanmış kimi davranışlar, sonradan alkışlanan davranışlar haline gelebilir... Buna kendi toplumumuzdan pek çok örnek verebiliriz... *(ben örnek vermeyim siz son 30-40 yıla bakıp, neler değişmiş diye bir fikir cimlastiği yapabilirsiniz. T.Ö.)
Yalnızca olanı değil, olması gerekeni de kapsayan etik; felsefe olmaktan öte bilimsel araştırma alanı niteliğine bürünmüştür, günümüzde... Bu yüzden etik değerlerin değişimi, toplumsal değerlerin değişimine değil; bilimsel değişimlere bağlı olarak değişir... Bu da, etiğin evrensel değerleri yansıttığının en önemli göstergelerinden biridir...
Ahlaki değerler çiğnendiğinde yalnızca o değerleri önemseyen toplum ya da topluluk tarafından yargılanma söz konusuyken; etik değerlerin çiğnenmesi evrensel düzeyde tepkiyi ve yargılanmayı getirir... Burada hukuksal bir yargılamadan sözetmiyoruz elbette...
Etik-hukuk ilişkisi biraz karmaşık olsa da, kanunların da etik temelleri vardır... Hukiki yönden yasak olmayan her şeyin etik olduğunu kabul edemeyeceğimiz gerçeğinden yola çıkarsak, etiğin kapsamının genişliğini daha iyi anlayabiliriz...
Özelde dar kapsamlı gibi görülen meslek etikleri de (tıp etiği örneğinde olduğu gibi, hekimin dışında, hastayı, diğer sağlık çalışanlarını ve toplumu da kapsar.); yalnızca o meslek sahiplerini değil birçok kesimi kapsamaktadır...
Kaynaklar:
Aydın İ: Eğitim ve Öğretimde etik. Pegem A Yayıncılık. 2003
Demirhan Erdemir A: Hekim Raporları ve tıbbi etik, Klinik Tıbbi etik, 1997
Ya da http://www.facd.org/acdethics.htm adresine başvurabilirler.
* Buradaki dipnot sanatteorisi tarafından eklenmiştir. Yazarın sözünü ettiği toplum örneği Kıbrıs Türk Toplumunu kapsamaktadır.