Cemal Süreya ve Atatürk
"Üstü Kalsın" adlı son şiirinde "Her ölüm erken ölümdür" diyerek aramızdan ayrılan Cemal Süreya,günlüğündeki 799. Gün`e Edip Cansever,Ece Ayhan ve kendisinin hiç Atatürk şiiri yazmadığını not düşer...
"Üstü Kalsın" adlı son şiirinde "Her ölüm erken ölümdür" diyerek aramızdan ayrılan Cemal Süreya,günlüğündeki 799. Gün`e Edip Cansever,Ece Ayhan ve kendisinin hiç Atatürk şiiri yazmadığını not düşer...
Gelişen ve değişen dünya da her toplum birtakım ihtiyaçları neticesinde kendi yaşadığı çevreyi ve çevre şartlarını oluşturacaktır. Bazı kültürlerden birtakım verileri alacak bazen diğerlerine katkılarda bulunacaktır. Bahsedilen bu süreç toplumun kültürel değişimini anlatmaktadır...
Yabancı dillerde yazılmış yapıtlarla tanışıklılığımız 18. yüzyılda başladı. İlk zamanlarda çeşitli bilim dallarıyla, teknik konularla ilgili yapıtların çevirileri ağırlıkta, edebiyat ve sanat yapıtlarının çevirileri kısıtlı sayıdaydı. Tanzimat’ın ilanıyla (1839) Batının o dönemdeki yapıtlarının çevrilerek Türk okuruna ulaştırılması bir ihtiyaç haline geldi.
Anadolu’nun çok zengin tarihi geçmişine ve bu geçmişin bize bıraktığı kültürel değerlere karşılık müzecilik faaliyetleri ülkemizde ciddi anlamda 19. yüzyılda ele alınmaya başlanmış, bu alanda bilimsel çalışmalar ise Cumhuriyet’in ilanından sonra hız kazanmıştır.
Geçmişin aydınlanmasına ev sahipliği yapan müzeler, 20 inci yüzyılın ilk yarısına kadar, eski eserlerin toplanmasına, muhafaza edilmesine ve sergilenmesine hizmet ederken, bu dönemden sonra yeni bir yaklaşımla ele alınmaya başlanmıştır...
Çağdaş Türk şiirine kesin bir başlangıç noktası göstermek gerekir mi? Değişik dünya görüşlerine bağlı eleştirmenler siyasal kaygılarla, kendilerini kuşaklar arasındaki çekişmelere kaptıran eleştirmenler ise bireysel kaygılarla, çağdaş Türk şiirini başlatan şair olarak Haşim`i, Yahya Kemal`i, Nâzım Hikmet`i, ya da Orhan Veli`yi anarlar.
Bu araştırmanın amacı, Türklerde yüzyıllar boyu yapıla gelen ve gelişen geleneksel, bize ait olan halk sanatlarımıza sahip çıkarak, çağdaş resim sanatına gerek motif gerek biçim ve gerekse kompozisyon açısından etkilerini ve resimde milli bir karakter oluşturma çabasına katkılarını ortaya koymaktır.
Son yıllarda sanatın doğasını sorgulayan sanatçılar, plastik sanatlara alternatif arayışlar içerisine girmişlerdir. Bu arayışların sonucu olarak, disiplinler arasındaki ayrımların ortadan kalkmaya başladığı ve yaratıcılıkta sonsuz özgür bir sürece girildiği görülmektedir...
Pamukkale Üniversitesi, Fen ve Edebiyat Fakültesi`nin hazırladığı1. Dil, Yazın, Deyişbilim Sempozyumu`nda sunulan bildiri metni
1960’lardan günümüze sanata, sanatçıya ve sanat yapıtına karşı algılar değişmiş, kavramsal sanat, performans sanatı, vücut sanatı, video sanatı gibi disiplinlerarası özellikler taşıyan sayısız sanat hareketi, sanat eğitimi sürecini de yeniden değerlendirme zorunluluğu getirmiştir. Bu anlamda çalışmada, desen eğitiminde disiplinlerarası bir yaklaşım olarak desen-edebiyat ilişkisi irdelenmektedir.