Van Gogh (1953-1890)
Vincent Van Gogh, bir papazın oğlu olarak 1853 yılında Hollanda’nın güneyinde bir köyde dünya’ya geldi...
Vincent Van Gogh, bir papazın oğlu olarak 1853 yılında Hollanda’nın güneyinde bir köyde dünya’ya geldi...
Sanatın koruyucusu olan "mesenler" in kavramsal analizi ve geçmişten günümüze sanata katkıları, unutulmaması gereken önemli bir konudur.
Bu araştırmanın amacı, tarihin belirli dönemlerinde ruhani bir varlık olarak saygı gösterilen kadının, sanatsal bir obje olarak sanat ürünlerindeki yerini ve buna bağlı olarak kadının sanatçı kişiliğini irdeleyip, tarihsel süreç içerisinde kadına yüklenen toplumsal değerlilik ya da değersizlikleri ortaya koymaktır.
Büyük bir sistem kurarak, Kant`ın imkansız olduğunu söylediği şeyi gerçekleştirmiş, yani rasyonel bir metafizik kurmuş olan ünlü Alman filozofu. 1770-1831 yılları arasında yaşamış olan Hegel`in temel eserleri...
Antik çağlardan günümüze değin, sanatla ilgili tartışmaların çoğu, sanatçı kimliğindeki insanla, sanatçının elindeki malzeme niteliği taşıyan doğa arasındaki ilişki üzerine olmuştur. Sanat dediğimiz eylem, bir şeyi resmetmemize, ya da temsil etmemize yarayan teknik bir süreçtir – peki ama bu şey nedir?
Bilim olarak estetiğin konusu ve sanatta estetik üzerinde herkesin oybirliğine vardığı bir tanım hiçbir zaman olmamıştır. Estetik kelimesi ilk defa Alman Filozofu Alexandre Baumgarten tarafından kullanılmıştır. Bu kişi yazmış olduğu kitaba Aesthetica ismini vermiştir. Bu bilim öteden beri antik ulusların felsefe lerinde var olan bir alandır.
Sokrates "Sanat taklittir." dediğinde taklitin sanat için gerekli olduğu kavramı anlaşılabileceği gibi, bu teorinin bir şeyin taklidi olmadan yapılan sanat eserlerinin sanat olmayacağı sonucuna da ulaşılabilir.
En geniş anlamıyla materyalizm varolan her ne ise tamamiyle maddi olduğunu ya da en azından maddi olana bağlı bulunduğunu ileri sürer.
Realizmin ana düşüncesini, nesnelerinin varoluşları ve neye benzediklerinin, bizden ve bizlerin onlara ulaşmasından bağımsız olduğu meydana getirir. Örneğin güneş sisteminde kaç tane gezegenin olduğu, bizim orada kaç tane olacağını düşünmemize, olmasını istememize veya araştırmamıza bağlı olarak değişmez.
Yazımıza öncelikle tarihsel açıdan sembolizme neden gerek duyulduğunu inceleyerek başlayacağız. Birtakım şeyler niçin mecazi ve benzetmeli bir şekilde kullanılmıştır?